30 Nisan 2016 Cumartesi

Beşinci Köşe - Gamze Güller

 Yazarın ikinci öykü kitabı olan 'Beşinci Köşe'de yine on tane öykü yer alıyor. Hemen hemen hepsini beğenmekle birlikte benim için öne çıkan ilk üç öyküsü; 'Beşinci Köşe', 'Tuzak', 'Zelişin Rüyası'.                         

2012 yılında Dedalus Kitap tarafından yayımlanan kitap,  2013 Orhan Kemal Öykü Yarışmasında birincilik ödülü almış.                                                                                                Diğer öykü kitabında olduğu gibi, bu kitaptaki hikayelerde de çoğunlukla, kadın-erkek ilişkileri, bitmiş aşklar, tükenmiş sevgiler, hiç başlayamayan tek taraflı hevesler, hiç yapılmaması gereken evlilikler, kısacası kadın ve erkeğin dışa yansıtmadığı ama içinde hissetiği, söylenmeyen, konuşulmayan, içten söylenen sözler, sitemler, duygular dile getirilmiş. Özellikle Tuzak ve Beşinci Köşe öykülerinde göze çarpan ve hoşuma giden taraf, yazarın çok kısa anlara hikayeler sığdırması. Yine diğer hikaye kitabında olduğu gibi, öykülerin sonunda ya bir şey olmasını bekliyorsunuz ama yazar beklediğinizi oldurmayarak, ummadığınız bir anda öyküyü bitirerek sizi şaşırtıyor; ya da tam tersi, hiçbir olay beklemezken ummadığınız bir durum ortaya çıkararak sonlandırıyor öyküsünü.

'Tuzak' öyküsünden ifadelerini beğendiğim bir alıntı yapmak istiyorum:
"Meltem'i yazmak istiyor, ama tarafsızlığını koruyamamaktan korkuyor. Onu tarif etmek, ince ince çözümlemek, ondan yeni bir Meltem yaratmak... Resmini çizmek, ona besteler yapmak, onu sayfa sayfa anlatmak istiyor. Ama kafasının içindeki sınırlardan bir türlü kurtulamıyor. Yazdıkları, içi boş cümlelere dönüşüyor kalemin ucunda; anlattığı Meltem olmuyor. Yazdığı Meltem, aslının yakınından bile geçmiyor. Sonunda, kafasında oynattığı çirkin bir kuklaya dönüşüyor... Ön sözünü bile yazmayı beceremediği bir roman Meltem. Daha ilk sayfasında tıkandığı bir muamma..."

Bir de 'Beşinci Köşe' öyküsünden bir alıntı yapmadan geçemeyeceğim:
"Küçükken, oturduğumuz apartmanın asansöründe köşe kapmaca oynardık ve olur olmaz asansörde kalırdık. Asansörler garip bir şekilde bu oyunu hatırlatır bana. Çocukların çoğu, alan çok dar olduğu için köşelerini değiştirmeye yanaşmazlardı kolay kolay. Kaptırmaktan korkarlardı. Ben her nedense ataktım bu konuda. Pervasızca terkediverirdim köşemi. Ama sonuçta hep ortada kalırdım. Şimdi de öyle. Ben hayattaki beşinci köşeyim. Herkes tuttuğu köşelere sıkı sıkı sarılmışken ben sürekli elimdekileri bırakıp ortaya atıyorum kendimi."

Beğenerek okuduğum, okurken hiç sıkılmadığım, akıcı hikayelerin bulunduğu bir kitaptı diyebilirim. Yazarın diğer kitaplarını sabırsızlıkla bekliyorum.

Sayfa sayısı: 83
Yayın evi: Dedalus
Basım yılı: 2012


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder