23 Ağustos 2016 Salı

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Stefan Zweig


Kitabın konusuna; bir kadının çocukluğundan ölene kadar tüm hayatı boyunca sevmiş olduğu adama yazdığı bir mektupla, aşkını itirafı diyebiliriz. Çok ince bir kitap olmasına rağmen, bende hiç unutmayacağım kadar etkili duygular uyandırdı.

Kadının adama karşı hissettikleri; "terk edilmiş bir çocuğun delice, kendi kendisini yiyip bitiren, trajik bir umarsızlıktaki saplantısı şeklinde ortaya çıkıyor ilk. Adamın bir bakışını bile böylesine bir saplantı haline getiren çocuk, yıllar sonra adamın karşısına genç bir kız ve daha ileride genç bir kadın olarak çıktığında, adamın onu her seferinde tanımaması kadını derinden etkiliyor. 

Adamın kadının ona olan saplantısından en ufak bir bilgisi bile yok. Kadın birbirlerini gördükleri andaki ikisi arasındaki his farkını şu cümlelerle ifade etmiş;

"... bir tel gibi gergindim ve varlığının ona her dokunuşuyla tınlıyordum. .... ama sen beni ancak cebinde taşıdığın ve karanlıkta sabırla senin saatlerini sayıp ölçen, yollarında sana duyulmayan nabız atışlarıyla eşlik eden ve senin acele bakışlarının saniyelerin tik taklarının ancak milyonda birinde yöneldiği saatin yayının gerginliğini hissettiğin kadar hissedebiliyordun."

Son zamanlarda erkeklerin kadınlara olan saplantılı aşklarını içeren kitaplar okudum, hepsinde de içimde sürekli bir kızgınlık vardı fakat bu kitabı okurken kızgınlıktan çok acıma duygusu oluştu. Kadınların sevmesi daha samimi geliyor sanırım bana.

Kitabın beni en çok etkileyen kısmı, kadının çocukluğu ile ilgili söyledikleriydi. Belki de anne olmamdan kaynaklı, o kısım dikkatimi daha çok çekti. Kadın adama olan saplantısının nedenini açıklıyor bir nevi:

"... çünkü yeryüzünde hiçbirşey kuytulardaki bir çocuğun farkedilmeyen sevgisiyle karşılaştırılamaz, çünkü bu sevgi, yetişkin bir kadının tutkulu ve bilinçaltında hep talep eden aşkının hiçbir zaman olamayacağı kadar umarsız, kendini karşısındakine hizmet etmeye adayan, boyun eğen, hep pusuda yatan ve tutkuyla yoğrulmuş bir sevgidir. Sadece yalnızlık çeken çocuklar. tutkularını bütünüyle, dağılmaksızın koruyabilirler, ötekiler duygularını başkalarıyla beraberlik atmosferinde gevezeliklerle harcarlar, yakınlıklarla köreltirler....."

ki harcayıp köreltmelilerdir de zaten. Köreltemezlerse, çocukların bu içsel yalnızlığı çok tehlikeli, kitaptaki gibi duygusal aşırılıklara, kendini hiçe sayan bağlılıklara neden olabilir. Özellikle bu bakımdan asla unutmayacağım bir kitaptı.
Tavsiye ediyorum.

Sayfa sayısı: 55
Yayınevi     : Türkiye İş Bankası K.Y.
Yayın yılı    : 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder